Markamız İngiltere’den İstanbul’a dönüşte uçakta doğdu diyebilirim. Bir bakıma dünya markası olarak doğdu. Malum uçakta doğan her çocuk dünya vatandaşı olur efsanesi ile esprili bir söylem olarak ifade edebilirim. Uçağın türbülansa girmesiyle birlikte, koltuklarında rahat bir şekilde oturan küçük büyük herkes bir panik içerisinde tepkiler vermeye başladı. İşte dedim konfor alan bozuldu, normal seyirde devam eden yaşamın dengesi bir anda bozuldu.  Türbülans kısaca; uçağın uçmasına yardımcı unsurlardan biri olan hava akışının bozulması nedeniyle uçağın sallanması anlamına gelir. Atmosferimizi oluşturan hava daima hareket halindedir, tıpkı zamanın akışı gibi… Bir uçak uçarken havanın bu hareketliliğinden faydalanır, tıpkı bizim zaman ve mekânda varlığımızı sürdürmemiz gibi… Uçağın stabil bir şekilde uçabilmesi için kanatların altından ve üzerinden akan hava akımlarının düzenli olması gerekir, tıpkı bizim sağlıklı yaşamamız için gerekli olan belirlenmiş yaşam kaidelerinin düzeni gibi… Bazı hava olayları sonucunda bu hava akımları bozulabilir ve hava boşlukları oluşabilir, tıpkı bizim normal hayatımızı yaşarken oluşan muhtemel travmalar gibi… Bu durumlarda da türbülans yaşanabilir, tıpkı insanın yaşam dengesinin bozulması sonucu sarsılmamız gibi… Ne kadar ilişkili değil mi? İşte bizler normal hayat akışı içerisinde zaman ve mekân sınırları içerisinde bazen normalin dışında yaşantılara maruz kalabiliriz. Bu normaldir de… Hayatımızın dengesi bozulduğunda bizlerde bir takım sorunlar yaşarız. Bir anda dengemiz bozulur. Bu değişimi fark ettiğimizde irademiz ile değişim çabası içine gireriz. Bu çaba bazen mevcut duygu, düşünce ve davranışımız ile sonuç vermeyebilir. İşte bu noktada profesyonel bir bakış açısına ve desteğe ihtiyaç duyarız. O halde neden biz insanların bu arayışında yanında olmayalım? Sorusundan aldığımız ilham ile DengeLife psikoloji oluşumunu bir felsefe içerisinde gerçekleştirdik. Pilotun türbülans tehlikesinin geçtiği anonsu ile rahatlayan insanların konfor alanlarına yeniden kavuşmasının verdiği pozitif atmosferi, bizler de hayatın akışı içerisinde zorlandığınızda buradayız diye seslenmek için yanınızda olmaya karar verdik. Devam edecek olursak pilotun yolcuları rahatlatan anonsu ile oluşan farkındalık ile ortam normale-denge-döndü. Ufak uçak sarsıntıları olsa da insanlar oluşan güven onların koltuklarında rahat ve huzurlu yolculuk yapmasına bir sebep olmuştu.

Peki ya logomuz...? Logomuz kısaca hayatın dualite prensibini temsil ediyor. Uzun bir prensip olan dualite prensibini burada ele almak çok uzun olacağından sizin merakınıza ve araştırma aşkınıza bırakarak bize bakan yönüyle birkaç cümle ile açıklamayı yeterli buluyoruz.  İnsan hayatın zıt kutuplarına dengeli olduğu ölçüde sağlıklı, huzurlu ve başarılı olabilir. Kendini gerçekleştirme dediğimiz hadise de bu denge noktasında mümkün oluyor. Faziletler denge noktasında inkişaf eder. Ve her aşırılık zıttını hastalık olarak ortaya çıkarır. Aşırılıklardan dengeye sığınmak adeta bizim ilahi evren ile sözleşmemizin temel prensibidir.  İnsan dengede olduğu ölçüde ruh sağlığını koruyabilir. Her bozulan denge problem olarak ortaya çıkar. Denge için insanın kendine ve ötekine bakabilmesi, geçmişe ve geleceğe dengeli bakarak anda kalabilmesi ile kendini bilme bilgeliğine ulaşabilir. “Nosce te ipsum!”/“Gnothi seauton!”/”Know Thyself” yani “Kendini bil/Kendini tanı!”, sözünü Aristo yıllar önce haykırırken aynı zamanda insan olmanın sırrını da haykırmış oluyordu. Yunus Emre’nin o bilinen dizeleri  de aslında bunu ifade etmektedir, kendini bilmenin ilmin ta kendisi olduğunu:

“İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır!”

Kendini bilme, denge noktasını iyi yakalamakla mümküdür. Yine aşina olduğumuz “Adalet mülkün temelidir.” sözü esas itibariyle insanın adalet=denge ile mülk=varlığımızın temellini inşa edeceğini söylüyor. Dengeden sapan her şey aslından uzaklaşıp bozulmaya mahkûmdur. “An” dengedir. İnsan geçmişin elemi, geleceğin kaygısından sıyrılıp “an”da kalabildiği ölçüde hayatını yönetir. Logomuz; geçmişe ve geleceğe dengeli bakan, kendi içine ve ötekine dengeli bakan ve anda kendini gerçekleştiren güçlü birey ve kurumların varlığı için “Değişim Farketmekle Başlar..!” sloganı ile bu yolculuğa çıkmıştır.